Kayıtlar

Haziran, 2007 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hayat Ağacı'nı hatırlayanlar var mı?

Resim
90 lı yıllarda televizyonda insanları ekranlara bağlayan aklı başında dizilerden biri Hayat Ağacı ( Generations ) idi. Jeneriğinin sonunda bir ağaç resmi çıkardı ki bu nedenle TRT dizinin adını Hayat Ağacı yapmıştı. Bu yine iyi Young and Restless dizisinin adı, sadece baş harfleri aynı olsun diye Yalan Rüzgarı diye uydurulmuştu ya! Bu dizide zengin ve soylu bir aile (Whitmore) ile geçmişte onların hizmetkarlığını yapmış diğer ailenin (Marshall) ve hepsinin çocuklarının günümüzdeki ilişkileri temel alınıyordu. Dizinin şüphesiz en dikkat çeken ve en önemli karakteri Sam Whitmore (Kelly Rutherford) idi. Bilinen adıyla Sam Türkiye'de o kadar ilgi çekmişti ki ne olduğunu hatırlayamadığım bir yarışmada sunuculuk bile yapmıştı. Çok sevenleri de vardı çok nefret edenleri de! Sam'in o zamanki ve şimdiki haline bir bakın. Diğer önemli karakter ise sonradan diziye katılan Teğmen Kyle Masters karakterini oynayan (Robert Torti) idi. Kızların hayallerini süslemesi nedeniyle bazı erkeklerde

Melih Gökçek'in Cami figürüne saygısızlığı!

Resim
Denilebilecek fazla şey yok. Muhteremler işlerine gelmeyince ve televizyonda kendi reklamlarını yapacaklar diye savunduklarını söyledikleri unsurları nasıl da utanmadan çiğnetebiliyorlar. Bunu başkaları yapsaydı şimdi söver dururlardı, ama şimdi sesleri çıkmıyor ve çıkmayacak da! Helal olsun size! Emin Çölaşan'ın bugünkü yazısı ndan alıntıdır: Cumartesi gecesi Ankara’da boks maçları vardı. Sinan Şamil Sam’ın şampiyonluk maçı dahil on maç yapıldı. Ring zemininin neredeyse tamamını kaplayan bir amblem yerde, ayaklar altında. Üzerinde Ankara, altında Büyükşehir Belediyesi yazıyor. Bu amblem, AKP’li Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ait! Mucidi Melih Gökçek. Üzerinde iki minare var. Bunlar Kocatepe Camii’nin minareleri. İki minarenin arasında bir de kubbe var. Yani tümüyle cami. Bu kutsal kavramlar yerde, ayaklar altında eziliyor, çiğneniyor. Maçlar bir televizyon kanalından canlı yayınlanıyor. Bu rezalet, dinimize karşı yapılan bu inanılmaz saygısızlık milyonlarca insan tarafından izlen

One Tree Hill hakkında :)

Resim
Evet bir dizi daha, " One Tree Hill ". Bu diziyi eve erken gidebilmeyi başarabildiğim için birkaç gündür gözucu ile takip ediyorum (eski bölümler de olabilir). Bu yazıları yazdığımdan beri kendimi dizi eleştirmeni gibi hissetmeye başladım. Artık dizileri izlerken bu diziden yazabilecek ne çıkarabilirim diye düşünmeye başladım. Neyse konuya dönersem, bu dizi için kullanılabilecek en uygun 2 cümle "kimin eli kimin cebinde?" ve "boynuzlarımı nasıl parlatabilirim?" . Diziye baktığım sürece kim kiminle ne zaman nerede gibi sorulara bir türlü cevap veremeyerek dumur oldum. Bir kere herkesin birbiri ile ilişkisi olmuş ve oluyor. Yeni sevgilisinden ayrılıyor biz de böyleydik diyerek eski sevgilisi ile dertleşiyor, onu seviyorum diyor hooop başka birinin kollarında vs vs. Dizinin özeti bu :) Klasik olarak son paragrafta yaptığım (gazetelerin arka sayfası gibi) dizinin güzel kadınları bölümüne müsadenizle hemen geçiyorum. Dizi özellikle güzel kadınlar (erkekler nas

Gıcık Avea reklamları

Gıcık reklamlar dosyamı açıyorum. Gıcık olduğum sürüyle reklam mevcut ama listenin başında Avea reklamları var. Bu şirket kadar abuk, saçma ve gıcık reklam yapan başka bir firma zor bulunur. Aklıma gelen ilk örnek Adana'da berberde geçen reklamdı. Berber bir makas bir de avea elimden düşmüyor falan diyor. Sonunda da Acun'un ense fotoğrafını çekip Acun 'un telefonuna MMS ile gönderiyor ve nasıl olmuş diyor ya! Kardeşim madem telefonunla fotoğrafını çekiyorsun, niye mesajla yolluyorsun telefonundan göstersene! Ahh ah yorum yok, izlemenizi önermiyorum kotanıza yazık ama isterseniz izleyin: Barda geçen reklam diğerlerine göre nispeten iyiydi. Bir de halı dokuyan kadınlarla yapılan versiyonu vardı. Onda da Acun kıza "sen sevgini ilmeklere mi yazıyorsun" gibi Acunca bir soru soruyordu da kız buna "hayır ben mesaj atıyom" diyordu. Ama son reklamları ile beni tam beynimden vurdular. Hani şu kaptan pilot ve hosteslerle yapılan reklam. Acun bunlara sorular soruyor

Kathryn Morris hakkında

Resim
Cold Case dizisinde oynayan Kathryn Morris pekçok dizi ve sinema filminde rol almış. Ama en ilginç 2 tanesini söyleyeyim. Zeyna dizisinde "Najara" rolünde oynamış. Aşağıdaki video Zeyna ile Najara'nın ilk dövüşü imiş. Diziyi hiç izlemedim ama iyi bir dövüş sahnesi. Najara, Zeyna'yı fena marizlemiş bu arada! Tabii çamur güreşini tercih ederdim (bakınız büyük filozof Al Bundy ) :) As Good As It Gets filminde ise psikiatrik hasta rolünde oynamış. Filmi 2-3 kere izlemiş olmama rağmen nedense hatırlayamadım.

Cold Case hakkında

Resim
Yazmaktan hala sıkılmadım, dizilere devam. Cold Case (yani Soğuk Kase ehehe). Bu diziyi de özel bir ilgiyle olmasa da aynı saatte düzgün birşey olmadığı için genelde her hafta izliyorum. Dizide eskiden işlenmiş ama katili bulunamamış cinayet dosyaları (bazen cinayet olduğu da bilinmeyen), her bölümde işgüzar birisinin ricası ile yeniden ele alınıyor. Dizi güzel ama dizide olmazsa olmaz bazı kurallar var. Şöyle ki: Davada sorguya çekilen herkesin şimdiki ve geçmişteki halleri arasında sürekli bir geçiş var. Dizinin yarısı bu geçişlerden oluşuyor. Aslında çok orjinal ve kim kimdi denmemesi için doğru bir yöntem. Ama en komiğime gideni sonları oluyor. Katili buluyorlar ve sorgu odasından elleri kelepçeli çıkarken kamera ile arasından mavi elbiseli bir polis geçiyor ve katilin gençlik görüntüsü veriliyor. Sonra ne rastlantıdır ki bir polis daha geçiyor (bazen araya duvar ya da kolon giriyor monotonluk olmasın diye) ve şu anki görüntüsü yeniden geri geliyor. Bu arada 3. bir polis ya da her

Holly Valance - Kiss Kiss

Resim
Önceki yazımda adını ve fotoğrafını verdiğim Prison Break dizisinde oynamış olan Holly Valance 'ın daha ilginç bir özelliğini vereyim. Kendileri Tarkan'ın yakalarsam mucuk mucuk isimli şarkısının İngilizcesi olan "Kiss Kiss" isimli şarkıyı da söyleyen kişi. Videosu da işte burada:

Prison Break hakkında

Resim
Sıra geldi yine ilgiyle izlediğim diğer bir diziye, " Prison Break " yani "Hapsi Kırma" :) Bilindiği gibi önceleri hapishanede geçen olaylar, elemanlarımız hapisten kaçınca bambaşka bir mecraya geçti. Sürekli bir kaçış, heyecan, sürpriz, dostluk, döneklik herşey var. Var da kaçmak bu kadar mı kolaydır ya. Hadi hapisten kaçtınız tamam onu anladık ama fbi, polisler vs ler bu adamları ya bulamıyorlar ya da ellerinden kaçırıyorlar. Ama her nedense "patron" dedikleri eski gardiyanları 5 dakikada bunları buluyor. Tabii bulma yöntemi genelde aradığı kişinin kız arkadaşını takip etmek. Adam neredeyse kaçan herkesi buldu ama o da ya bahtsızlığından ya aptallığından ya da ketenpereye getirildiğinden bunları elinden kaçırıp durdu. Keçi Mahoney ise elemanlara yaklaşıyor, zor da olsa buluyor ve şimdilik bizim baş artizler hariç bulduğunu temizliyor ki o da başka bir alem. Kısaca dizide iyi tarafta(!) 2 tane akıllı ama kötü adam var iyi taraftaki diğer adamların hepsi i

Heroes dizisi hakkında

Resim
Heroes ... Hiç kaçırmadan, bazen tekrarlarını da kaçırmadan izlediğim bir dizi. Dizideki birkaç küçük ayrıntıyı 2.kez izleyince daha iyi anlayabiliyorum çünkü. Bu dizinin en büyük abukluğu, vücudunu iyileştirme yeteneği olan Claire'in çoğu zaman yanlışlıkla çok ciddi şekilde yaralanması. Bir insan bu kadar bahtsız olabilir mi, kızın bu yeteneği olmasa sadece kaza ile olanlardan 25 kere falan ölmüştü herhalde! Neyse ki son bölümlerde bunu epey azalttılar da sadece gösteri amaçlı olanları kullanıyorlar senaryoda. 2.abukluk ise kahramanların sürekli birbirlerine rastlamaları. Hele bir bölümde otoyoldaki kaza mahallinde kahramanların birkaçı hariç hemen hepsi oradaydı! :) Aslında dizinin kurgusu çok iyi ama sanki bazı olayları oluşturmak için rastlantıları fazla kullanıyorlar gibi. Bunu kolaylaştırmak için yeni akrabalıkları da kullanmaya başladılar. Sonuç olarak çok güzel bir dizi ama şu abuklukları da olmasa...

Smallville dizisi hakkında

Resim
Nostaljik dizilere bir süre ara verdim. Şimdi kafayı bugünün dizilerindeki abukluklara taktım. Oltama ilk takılan dizi Smallville . Bu diziyi sık olmasa da izliyorum, aslında fena dizi de değil ancak dizinin abuklukları da saymakla bitmez. Mesela dizide bütün doğaüstü, tuhaf olaylar hep Smallville kasabasında oluyor ve yine nedense hep Clark Kent'in etrafında oluyor. Ve her nedense hiç kimse de çıkıp "Clark bu işler hep sana uzanıyor ne ayak" demiyor. Ama en büyük abukluk Süpermen'in tek zayıf noktası olan "Kriptonit" in bu dizide neredeyse marketlerde bile satılırmış gibi her yerde olması. Clark nereye girse içeride bir Kriptonit, buzdolabını açar Kriptonit, mektup gelir içinde Kriptonit, helaya gider Kriptonit! İnsaf be kardeşim! Lana ile olan ekzantrik aşk hikayelerine ise değinmek bile istemiyorum. Oyunculuk açısından Lionel Luthor (baba Luthor) rolünü oynayan John Glover hakikaten çok iyi bir oyuncu, bunu net bir şekilde gösteriyor. Lana Lang rolünü oy

3 yeni film gösterimde

Resim
Katja Von Garnier’in yönettiği, Agnes Bruckner ve Hugh Dancy’nin rol aldığı “Kan ve Çikolata”, Steven Soderberg’in yönettiği, George Clooney, Brad Pitt, Matt Damon’ın rol aldığı “Oceans Thirteen” ve Joon Ho-Bong’un yönettiği, Kang Ho-Song ve Hie-Bong Biyeon’un rol aldığı “Yaratık” adlı filmler vizyona girdi. Kaynak